11 Mayıs 2024 Cumartesi

ANNEMSİZ BEŞİNCİ ANNELER GÜNÜ

 

Özlemi Asla Dinmeyen Canım Annem,

Zaman ne de hızlı akıyor, sensiz ama seninle dolu beş yıl geçmiş. Beşinci anneler günüm olacak sana sarılmadan, sesini bile duymadan.

Evet, zaman bazı şeyleri gerçekten kolaylaştırıyor ama kalbimin derinliklerinde sana olan sevgimi hiç azaltamıyor. Evin önünden geçerken, öğle aralarımda telefonu elime aldığımda, Öykü’mle bizim oradaki parkın önünden her geçişimde hep bir burukluk çöküyor yüreğime. Geçişim diyorum çünkü eskisi gibi parka gitmiyor bizimki. E tabii büyüyor artık.

Seni sonsuzluğa uğurlayalı 45 ay olacak neredeyse. Dile kolay, kalbe zor bir zaman dilimi. Hayatımın 39 senesini seninle geçirdikten sonra 4 sene bile sensiz ne kadar zor tahmin edemezsin. Daha dün gibi anımsıyorum tüm yaşadıklarımızı. Ara ara açıp bakıyorum albümlere. Ne çok anı biriktirmişiz seninle; çoğu hüzünlü, kimi mutluluk dolu, kimi komik.

Yıllar yıllar önce henüz ikimiz de gençken, hayat bize daha ağır darbelerini henüz vurmamışken ne eğlenirdik birlikte, ne kahkahalarla çınlatırdık etrafımızı. Artık hepsi mazide kalmış gibi görünse de benim için sen hep şu anımda yaşıyorsun ve geleceğimde yaşamaya devam edeceksin. Ben seni her düşündüğümde bir yandan gözlerim doluyor bir yandan da yüzümde kocaman bir gülümseme beliriveriyor.

Torunun gayet iyi maşallah, ilkokula başladı, okuma-yazmayı da rahatça başardı. İlk karnesini aldı, ilkleri yaşıyor ve yaşatıyor bize. Bıcır bıcır konuşuyor, ne sözler ettiğini keşke duyabilseydin, bizi her seferinde hayrete düşürüyor. Merak etme, seni hiç unutmadı, özellikle onu güldürmek için çubuk kraker yiyişini hep anımsatıyor bana. Birlikte ara sıra fotoğraflarına bakıyoruz.

Beni sorarsan gayet iyiyim. Kızımla bol bol vakit geçirmeye çalışıyorum. O büyürken her anında yanında olmak ve elimden geldiğince bir şeyler öğretmeye çalışmak için sürekli çabalıyorum. Artık önceliğim kızım. Şimdi daha iyi anlıyorum bir ebeveyn olmanın ne demek olduğunu.

Beş senedir bıkmadan paylaştığım bir söz düşüyor aklıma: “Seni dünyada koşulsuz seven tek varlık annedir; diğer insanlar seni ‘çünkü’lerle sever, anne ise ‘rağmen’lerle.”. Ne kadar da doğru olduğunu yaşadıkça daha iyi anlıyorum. Seni ne kadar kırsam da sen hep beni affettin, karşılık beklemeden, hesap kitap yapmadan. Hakkını asla ödeyemem canım annem.

Mektubuma burada son verirken seni çok ama çok özlediğimi bir daha belirtmek istiyorum canım annem. Keşke sözcükler yetse özlemimi ifade etmeye ama ne yazık ki kifayetsiz kalıyor onlar da. Mektubumu bitirdiğim gibi keşke sana olan özlemimi de sonlandırabilsem ama bu asla mümkün değil, gerçi seni özlemekten de vazgeçmek istemem, o da ayrı bir konu. Huzur içinde uyu güzel kızımın biricik babaannesi, annelerin en güzeli. Seni her zaman sevgi ve saygıyla anmaya devam edeceğim. İyi ki benim annemsin, iyi ki seninle bir ömrün uzun bir zamanını geçirebilmişim. Seni sonsuza kadar sevecek oğlundan en derin saygılarla!

17 Ocak 2024 Çarşamba

PEMBE MİSKETLE, GİZEMİN DERİNLİKLERİNE

 


Uzun zamandır okuduğum en sürükleyici kitaplardan biriyle tanıştırmak istiyorum sizleri. Çocuk ve gençlik yazınımızın sevilen kalemi Hanzade Servi, Bilgi Yayınevinden yayımlanan Dadı Eftelya’nın Pembe Misketi adlı yapıtında bizi Ayaydın Çiftliği ekseninde yaşanan gizem dolu maceralarla buluşturuyor.

Paydaş ailesi Ayaydınlar Çiftliği'ni satıp İstanbul'a yerleşme kararı almıştır. Aslan ve Aşkın Paydaş taşınma işlerini halletmek için İstanbul'dayken çocuklara -Nazlı, Timuçin, Neşe ve Gece'ye- Dadı Eftalya bakacaktır. Nazlı sosyal medya bağımlısı bir çocuktur, hayali “youtuberlık”tır. Timuçin korkusuz, kendinden emin, çok okuyan, meraklı, araştırmacı bir çocuktur. Neşe'nin Sırma adında hayali bir arkadaşı vardır. Kurduğu düzgün cümlelerle herkesi kendine hayran bırakan Gece üç ay önce konuşmayı aniden bırakmıştır. Çiftliğin komşuları ve onların çocukları da bu sırlarla dolu maceranın içinde önemli yer kaplıyor. Kitabın adında geçen pembe misketin öyküsü ise çok ilginç, kurgunun sonuna dek nereye bağlayacağını merak edip duruyor insan. Yazarın birçok yapıtında olduğu gibi birbiriyle ilgisiz görünen olayları birbirine bağlamaktaki becerisine sadece şapka çıkarılır.

Servi’nin kurguya ustalıkla yerleştirdiği çeşitli şifreler de kitabın sürükleyiciliğini artıran ögelerden. Ana karakterlerden bazılarının tersçe konuşup yazabilmesi, kendilerince bir işaret alfabesi geliştirmeleri kitabın düğümünün çözülmesinde başat ögelerden oluyor. Kitapta ana ögelerden biri de Neşe’nin hayali arkadaşı Sırma. Bu noktada fantastik bir öge de eklenmiş oluyor yapıta ama bu kitabın gerçekçiliğini etkilemediği gibi kitaba çok farklı bir anlam katıyor. Yapıtta gerçek dostluğun ve ailenin önemi vurgulanırken insanın pişmanlıklarıyla yaşamasının ne kadar zor olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Kitap 12 yaş üzerine önerilse de her zaman belirttiğim gibi içindeki çocukla bağını hiç koparamayan tüm yetişkinlerin de hem bir bulmaca çözercesine hem de kendileri ve geçmişleriyle yüzleşme fırsatı yakalayarak okuyabilecekleri bir roman Dadı Eftelya’nın Pembe Misketi.

 

“Dadı Eftelya’nın Pembe Misketi”, Hanzade Servi, roman, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2023.

CAMDAN CAMA İYİLEŞTİREN DOSTLUĞUN ÖYKÜSÜ

 


Sağlık sorunları nedeniyle hastanede yatan iki çocuğun camdan cama başlayıp birbirlerine dayanma gücü vermesiyle ilerleyen dostluklarının öyküsünün çok incelikli bir anlatımla ele alındığı “Pan’ın Penceresi” kitabından söz etmek istiyorum. Çocuk yazınımızın parlayan kalemlerinden sevgili Güzin Öztürk’ün Bilgi Yayınevinden çıkan son kitabı bir solukta okunan ama aynı zamanda düşündüren yapıtlardan.

Tuna, bağışıklık sisteminden kaynaklanan bir rahatsızlıktan dolayı tedavi gördüğü hastanenin odasından karşı pencerede gördüğü, lösemi tedavisi gören Kayra ile önce el sallayarak sonrasında da mektuplaşarak arkadaş olmayı başarır. Hastanenin o kasvetli ortamını adeta bir oyun alanına dönüştürmekte hünerlerini sergileyen Batuhan Hemşire diğer adıyla Peter Pan ve yemek dağıtan Şapkacı Kız karakterleri de tahmin edeceğiniz üzere bize Alis Harikalar Diyarında ile Peter Pan’dan göz kırpan sevimli karakterler olarak yapıtta yerlerini almışlar.

Sevgili Öztürk, böyle hassas bir konuyu o kadar ince, derin ve duyarlı bir anlatımla ele almış ki okurken birçok yerde yüzünüzden tebessüm eksik olmuyor. Tabii duygusallığı da dozunda vererek dengeyi de çok başarılı bir şekilde sağlıyor.

Kitap, 9 yaş ve üstüne öneriliyor yayınevi tarafından ancak her zaman belirttiğim gibi, içindeki çocukla bağını hiç koparamayan tüm yetişkinlerin de severek okuyabilecekleri bir roman Pan’ın Penceresi.

 Pan’ın Penceresi”, Güzin Öztürk, roman, Bilgi Yayınevi, Ağustos 2023, Ankara.

 

7 Ocak 2024 Pazar

KİTAPLAR İKİNCİ ŞANS KİTAPÇISI’NDA DİLE GELİYOR

 




“Aslına bakarsanız bizim hikâyemiz bundan çok uzun zaman önce başlamış. Epey uzun zaman önce… O kadar uzun ki, biz henüz basılmamış bile olabiliriz.” sözleriyle başlayan bir kitapla tanıştım, iyi ki de tanışmışım. Bu giriş bile beni farklı bir anlatımın beklediğini muştuluyordu.

Dicle Keskinoğlu’nun Can Yayınlarından çıkan son kitabı “İkinci Şans Kitapçısı” kitapların dile geldiği harika bir kurguyla karşımıza çıkıyor. 15 bölümden oluşan yapıtın anlatıcısı, kapaksız bir kitap olan Macera. Can adında bir karakterin sahibi olduğu İkinci Şans Kitapçısı adlı genellikle eski kitapların satıldığı bir kitapçıda başlıyor Macera ve arkadaşlarının yaşadıkları, daha doğru anlatımla düşünce ve duygularını dile getirdikleri sohbetleri. Macera’nın dostlarına da verilen adlar çok yaratıcı ve kitapların içerik veya niteliklerinden izler taşımasına gayret edilmiş. Çisilti, Kesik Cümle, Derin Kuyu, Vurkaç ve Güldürgeç ana karakterler, Gıcır ve Konar Göçerler ise yan karakterler olarak adlandırılabilir. Örneğin Vurkaç içinde çok vurucu öykülerin bulunduğu bir öykü kitabı.

Macera’nın, Can’ın benim gibi bir kitap sevdalısını imrendiren dükkânında başlayan anlatımı, kendisinin şehir kütüphanesine bağışlanmasıyla devam ediyor. Yapıtın sonlarına doğru kendini en rahat hissettiğini ifade ettiği İkinci Şans Dükkanı’na dönerek tamamlıyor serüvenini Macera.

Mert Tugen’in başarılı ve göze hoş gelen çizimleriyle renklendirilen 109 sayfalık kitap, ilk bakışta çok küçük yaş gruplarına sesleniyor gibi gözükse de yazarın anlatımı ve kitapları kişileştirirken kullandığı ifadeler kitabın derin bir felsefe barındırdığını her fırsatta kanıtlıyor. Bu yüzden içindeki kitap sevgisini hâlâ sımsıcak koruyan tüm yetişkinlerin ve elbette her yaştan çocuğun keyif alarak okuyacakları bir kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Herkes ikinci şansı hak eder mi bilmem ama her kitabın ikinci şansı hak ettiğine inanıyorum.

 İkinci Şans Kitapçısı”, Dicle Keskinoğlu, roman, Can Sanat Yayınları, İstanbul, 2023

 

 

 

15 Aralık 2023 Cuma

SÖZEL ÇOCUK, GÜZEL YAPIT

 


Yazmayı hiç sevmeyen bir çocuk düşünün ama bu çocuk yazmak dışında her şeyi araştırmayı seven, meraklı, sorgulayan, çok okuyan ve çok güzel konuşan bir çocuk…

Yazınımızın değerli kalemlerinden Hidayet Karakuş’un Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan son romanı “Sözel Çocuk”un ana karakteri Mert’ten söz ediyorum. Çok akıllı, hazırcevap ve araştırmaları sayesinde edindiği ilginç bilgilerle çevresindekileri şaşkınlığa düşüren özgün bir karakter yaratmış Karakuş.

Mert ablası ve anne babasıyla çok güzel ve mutlu bir ailede yaşamaktadır. Derslerinde çok başarılı, elinden kitap düşürmeyen, araştırmaya çok meraklı Mert’in kalemle arası hiç iyi değildir. Öyle ki öğretmeni bile onun defter getirmemesine ve yazmamasına izin verecek duruma gelmiştir çünkü zamanla bu beceriyi de edineceğine inanmaktadır. Bir gün Mert evlerinin önünden geçen, on on iki yaşlarında bir atık toplayıcıyla tanışır. Çocuğun ailesini depremde yitirdiğini öğrenince bu duruma çok üzülür ve Musti adlı çocuğa yardım etmek için ailesinden ve öğretmeninden destek ister.

Farklı yaşamları, bu yaşamlardaki benzer ve farklı sıkıntıları toplumsal sorumluluk ekseninde çok başarılı bir biçimde ele alan yazar okuru eğlendirirken düşündürmeye de yönlendiriyor. Karakuş’un okuduğum tüm yapıtlarındaki duyarlılığı ve farkındalığı bu yapıtında da çok net görüyoruz. Dili yine tertemiz bir Türkçe, yabancı sözcüklerdense Türkçe karşılıklarını kullanması benim gibi bir Türkçe sevdalısı ve öğretmeni için zaten başlı başına hayran olunacak bir tutum. Benim söylememe gereksinimi olmasa da ben yine söylemeden edemeyeceğim. Karakuş’un yetişkin, çocuk ayrımı yapmadan tüm yapıtları okunmayı hak eden, titizlikle kurgulanmış yapıtlar. Haydi, kendinize bugün bir güzellik yapın, Karakuş okumaya başlayın.

Sözel Çocuk”, Hidayet Karakuş, roman, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2022.

4 Aralık 2023 Pazartesi

SAYARAK BÜYÜMEK

 


Birçoğumuz belki de yaşamının bir döneminde çevresindeki nesneleri veya kişileri tek tek saymışızdır diye düşünüyorum. Belki canımızın sıkıldığı bir anda, belki birini beklerken… Ama bunu takıntı haline getirmek bizi zor durumlara sokabilir doğaldır ki.

Türk yazınının değerli kalemlerinden Hidayet Karakuş’un Bilgi Yayınevi’nden ilk baskısını 2007’de, 14.baskısını ise Aralık 2022’de yapan kitabı “Sayısal Çocuk”taki ana karakterimiz Saygı, babasının kendisine bir sayıboncuğu almasıyla her şeyi saymaya başlıyor. Matematiği çok seven ve bu alanda da çok başarılı olan Saygı’nın ailesi ilk başlarda bu durumdan şikâyet etmese de bir süre sonra çocukları için endişelenmeye başlıyor.

Saygı dördüncü sınıf öğrencisi ve ailesinin tek çocuğu. Babası çok yoğun çalışan ama çok güzel bir ailede yetişen bir genç adayı. Aslında her şeyi saymaya çalışması dışında da olumsuz hiçbir davranışı yok. Bu durumun değişmesi için ailesi öğretmenleriyle görüşüyor ve kendisini keman çalmaya ve halk oyunları etkinliğine yönlendiriyor. Saygı’nın sayma alışkanlığı zaman içerisinde farklı yönlere evriliyor. Aslında farklılıkların olumsuzluk sayılmaması gerektiğini ve bu farklılıkların doğru yönlendirilirse insanı çok özgün bir kişiliğe dönüştüreceğini anlıyoruz Karakuş’un yapıtında.

Yazar, her zamanki gibi akıcı Türkçesiyle ve yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarını kullanmaya inat etmesiyle yazınımızdaki değerini bu yapıtında da ortaya koyuyor. Bir Türkçe öğretmeni ve sevdalısı olarak, “Şeytan Minareleri” yapıtıyla ilk defa buluşup hayran kaldığım ve her zaman takdir ettiğim bu büyük yazarımızın kitaplarını yediden yetmişe herkesin okuması dileğiyle!

 Sayısal Çocuk”, Hidayet Karakuş, roman, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2022.

 

28 Ekim 2023 Cumartesi

SIR TOPRAĞIN ALTINDA, MACERA BU SATIRLARDA

 

“Yalnızca zaman çıkarır sırrı ortaya! / Ay güneşin önüne durduğunda, / gün ortası gece olduğunda, / üç kere kapıya vurur Horr, / zamanın yolu açığa çıktığında…” dizeleriyle gizemli bir biçimde başlıyor, İzmir’de yaşamını sürdüren Tufan Çapar’ın Sadık Uygun Yayınları’ndan yayımlanan son romanı “Toprağın Altındaki Sır”. Çapar imzası taşıyan tüm yapıtlara gözü kapalı güvenip merakla hemen saldıranlardanım tabiri caizse. Son yıllarda hem yetişkin hem çocuk fantastik yazınının en parlak isimlerinden olan Çapar aynı zamanda doktoralı bir eğitmen. Yetişkinlere yönelik Tanrıların Sırrı üçlemesiyle ilk kitabını yayımlayan Çapar, daha sonra Yezuk’un Çocukları serisiyle çocuklarla buluştu ki çok da iyi oldu. Serinin üç kitabı da çocuklar tarafından çok sevildi.

Yeni dünyalar yaratmakta çok başarılı olan Çapar’ın son kitabında yine mitolojik ve fantastik ögeler ustaca harmanlanmış. Yeni keşfedilen ve yazının ilk defa kullanıldığı düşünülen tarihi Akbelnenth kentine okul gezisine giden yakın arkadaşların birinin harabeler arasında kaybolmasıyla başlayan macera kitabın son satırına kadar heyecanlı bir şekilde devam ediyor. Yazar bu kitabında da sürükleyici ve akıcı bir dille merak unsurunu sonuna dek korumayı başarmış.

Kitap 9-13 yaş aralığındaki tüm çocuklara öneriliyor ancak nitelikli çocuk yazınındaki tüm yapıtlarda olduğu gibi tüm yetişkinlerin de hem keyif alarak hem de gizemli dünyalara dalarak okuyabilecekleri bir roman Toprağın Altındaki Sır. Şu ana dek hiç Çapar yapıtı okumayan çocukların da bu kitapla başlayarak yazarın dünyasına dalmaları dileğiyle!

Toprağın Altındaki Sır”, Tufan Çapar, roman, Sadık Uygun Yayınları, İzmir, 2023.