31 Mayıs 2020 Pazar

KÜÇÜK, YEŞİL AMA PİS Mİ GERÇEKTEN?


Pis olan küçük yeşil böcek mi yoksa doğadan gitgide uzaklaşarak “temiz” kavramına başka anlamlar yükleyen kent insanı mı? Kitabı bir solukta okuyunca aklıma ilk gelen bu soru oldu. Hiç kimseye zararı olmayan bir böceğin bir metroda, aslında hiç olmaması gereken yerde, çevresindekileri kaygılandırmasına çok şaşıran ben başladım sorgulamaya.
Füsun Çetinel, Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlanan son yapıtı “Küçük Pis Yeşil Böcek”te babası küçük yaşta şehit düşen ve annesiyle birlikte memleketinden kalkıp amcasının desteğiyle İstanbul’a yerleşmek zorunda kalıp metroda okul harçlığını çıkarmak için mendil satan kendi küçük, kalbi büyük Aziz’in hayatından kısa bir kesiti ele alıyor. Yine çok samimi, yine içimizi burkan bir öykü. Edebiyatta novella adı verilen türe yakın yapıt, kısa olmasına karşın o kadar çok şeyi sorgulatıyor ki okura. Savaştan etkilenen bireyler, çarpık kentleşme, dostluk, çocuk işçiler, bir öğretmenin çocuğa etkisi ve bunun gibi birçok önemli kavramı öğretici bir üslupla değil de yapıtın içine ustalıkla yerleştirerek okurun içten içe bir sorgulamaya girmesini sağlıyor Çetinel.
Yapıt, çocuk kitabı olarak nitelendirilse de yetişkinlerin de okuyup üzerinde düşünmesini, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıyoruz diye kendileriyle hesaplaşmalarını sağlaması adına her yaşa seslenen bir edebi değer. Yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi umuttan da asla vazgeçilmiyor ve ne olursa olsun hayat yaşamaya değer deniyor. Böceklere ön yargıyla yaklaşmadan sorun kendinize iğrenç olan o mu, yoksa...
“Küçük Pis Yeşil Böcek”, Füsun Çetinel, roman, Günışığı Kitaplığı, 2019, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder