23 Nisan 2021 Cuma

OLAMAYAN ŞEYLER Mİ, OLAMAYAN ŞEYLER Mİ?

 


Olmayan şeyler mi, olamayan şeyler mi yoksa olmaya başlayıp da sonlandırılamayan şeyler mi? Füsun Çetinel’in Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlanan son yapıtı ama kendisinin ilk öykü kitabı Olmayan Şeyler’i bitirdiğimde bu sorular sardı tüm belleğimi.

Daha çok romanlarıyla tanıdığımız Çetinel, bu defa gençler için sımsıcak ve bir o kadar da çarpıcı on beş öykü yazmış. Klasik öykü tanımından uzakta yer alan öykülerin klasik sonuç bölümleri de yok; olayın akışını, sonlandırılmasını okura bırakmayı tercih etmiş. Yaşam da aslında böyle değil midir çoğu zaman? Hayatta her şeyin net bir şekilde sonlanmadığına defalarca tanık olmaz mıyız? Çetinel böyle yaparak genç okurun hem düşünmesine olanak sağlıyor hem de umudunu her şeye karşın korumasını istiyor.

Yapıtta en sevdiğim öykülerin başında gelen “Ağaçlara Özgürlük”te gezi olaylarını anımsarken başkarakterin “Narsistmişim, bencilmişim, tembelmişim, apolitikmişim. Bilgisayarın başından kalkmazmışım. İşte, istediğiniz oldu! Kalktım bilgisayarın başından. Geleceğime sahip çıkmak için yollara düştüm.” sözleriyle gençlerin yetişkinlere en güzel isyanlarından birine tanık oluyoruz. “Matya Kız” öyküsünde okumak istediği halde kendisine olanak sunulamayan bir genç kızın, “Son Durak C’nnettepe” öyküsünde sevgili(-siz) şiddetine uğrayan bir genç kızın  dramını okurken içinizi burkulmamasına engel olamıyorsunuz.

“Kendime Sevgilerle” ve “İnsan Yavrusu” öykülerinde fantastik dokunuşlar dikkati çekse de Çetinel’in gerçekçiliğinden asla taviz vermeyen üslubunu koruduğunu söyleyebiliriz. Özellikle “İnsan Yavrusu” öyküsünde hayvanlarla insanlar yer değiştirse neler olabileceğiyle ilgili anlatılanlar hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir durum.

Başta da belirttiğim gibi çok şey oluyor ama eğer sonuç odaklı öyküler bekliyorsanız aslında hiçbir şey olmuyor. Her şeyin sonuç ve başarı odaklı olduğu günümüz dünyasında Çetinel’in öyküleri bize “Bir dur kardeşim, bir dinlen, nefeslen, düşün biraz!” diyor adeta. Koskoca bir süreci heba etmenin ne kadar acı bir şey olduğunu bir tokat misali vuruyor zihnimize.

Yaşamın her alanından kesitlere samimi, gerçekçi ve sorgulatan bir üslupla yer veren yapıtı özellikle ilk gençlik döneminde çocukları olan tüm ailelere ve gençlere öneriyorum. Ol(a)mayan şeyler dediklerimizin de aslında bizim dışımızdakilerin hayatında bir şey olduğunu/olabileceğini unutmadığınız günlerde okumanız ve sorgulamanız dileğiyle!

Olmayan Şeyler”, Füsun Çetinel, öykü, Günışığı Kitaplığı, İstanbul, 2021

14 Nisan 2021 Çarşamba

İYİ GÜNLER ECZANESİ, UMUDUN ADRESİ

 


Sevgili Hacer Kılcıoğlu’nun ne zaman bir kitabını okusam aklıma Fransız yazar Rochefoucauld’un “Samimiyet, bir iç açılışıdır. Pek az insanda bulunur.” sözü geliyor. O kadar doğal, içten bir dili var ki inandırıcı olmak için hiç uğraşmasına gerek kalmıyor. Kılcıoğlu, “Günışığı Kitaplığı”ndan yayımlanan son kitabı “İyi Günler Eczanesi”nde de bu samimiyeti hissettirmeye devam ediyor.

Yapıtta olaylar Hazal adlı kızın annesinin işlettiği ve mahallenin adeta bir buluşma noktası sayılabilecek İyi Günler Eczanesi çevresinde gelişirken sanki gerçekten böyle bir eczane varmış gibi düşünüyorsunuz kitap boyunca. Kitaptaki karakterler sanki her gün rastladığınız ama belki de iki çift laf etmeye fırsat bulamadığınız gerçekçilikte karşınıza çıkıyor. Günümüzde sayısı çok azalan bir mahalle kültürünü, bir semt hatta bir şehir kültürünü tüm sıcaklığıyla içimizde bir özlem duygusu yaratarak bize aktaran yazar, zor günlerde bile bize umut aşılamaya devam ediyor.

Kitabın adı bile insanı gülümsetmeye yetiyor; günümüzde insanların bir “İyi günler” sözünü bile esirgediğini düşününce Kılcıoğlu’nun genç okurlara neden iyi geleceğini de tek başına anlatabilen bir başlık olduğunu görebiliyoruz. Bir eczane özelinde ele alınsa da aslında birçok farklı ortama da sokuyor bizi yazarımız. Zengin Roman kültürüne değinmesi de dikkati çeken ögelerden. Ayrıca Engelsiz İlaç projesi, gereksiz veya reçetesiz ilaç kullanımı, matematik olimpiyatları gibi birçok toplumsal konuya da öğretici olmayan bir dille ama aslında gerçekten öğreten bir üslupla ve ustalıkla değiniyor Kılcıoğlu.

Kitap 4, 5 ve 6. sınıflara öneriliyor yayınevinin sitesinde ancak içindeki çocukla bağını hiç koparamayan tüm yetişkinlerin de hem keyif alarak hem de günlük hayatın telaşında atladıklarının farkına vararak okuyabilecekleri bir roman İyi Günler Eczanesi. İyi günler sözünün içtenlikle söylendiği günlere ivedilikle kavuşmak dileğiyle herkese iyi okumalar.

İyi Günler Eczanesi”, Hacer Kılcıoğlu, roman, Günışığı Kitaplığı, İstanbul, 2021