Sevgili Hacer Kılcıoğlu’nun ne zaman bir
kitabını okusam aklıma Fransız yazar Rochefoucauld’un “Samimiyet, bir iç
açılışıdır. Pek az insanda bulunur.” sözü geliyor. O kadar doğal, içten bir
dili var ki inandırıcı olmak için hiç uğraşmasına gerek kalmıyor. Kılcıoğlu, “Günışığı
Kitaplığı”ndan yayımlanan son kitabı “İyi Günler Eczanesi”nde de bu samimiyeti
hissettirmeye devam ediyor.
Yapıtta olaylar Hazal adlı kızın annesinin
işlettiği ve mahallenin adeta bir buluşma noktası sayılabilecek İyi Günler
Eczanesi çevresinde gelişirken sanki gerçekten böyle bir eczane varmış gibi
düşünüyorsunuz kitap boyunca. Kitaptaki karakterler sanki her gün rastladığınız
ama belki de iki çift laf etmeye fırsat bulamadığınız gerçekçilikte karşınıza
çıkıyor. Günümüzde sayısı çok azalan bir mahalle kültürünü, bir semt hatta bir
şehir kültürünü tüm sıcaklığıyla içimizde bir özlem duygusu yaratarak bize
aktaran yazar, zor günlerde bile bize umut aşılamaya devam ediyor.
Kitabın adı bile insanı gülümsetmeye yetiyor; günümüzde
insanların bir “İyi günler” sözünü bile esirgediğini düşününce Kılcıoğlu’nun
genç okurlara neden iyi geleceğini de tek başına anlatabilen bir başlık
olduğunu görebiliyoruz. Bir eczane özelinde ele alınsa da aslında birçok farklı
ortama da sokuyor bizi yazarımız. Zengin Roman kültürüne değinmesi de dikkati
çeken ögelerden. Ayrıca Engelsiz İlaç projesi, gereksiz veya reçetesiz ilaç
kullanımı, matematik olimpiyatları gibi birçok toplumsal konuya da öğretici
olmayan bir dille ama aslında gerçekten öğreten bir üslupla ve ustalıkla
değiniyor Kılcıoğlu.
Kitap 4, 5 ve 6. sınıflara öneriliyor
yayınevinin sitesinde ancak içindeki çocukla bağını hiç koparamayan tüm yetişkinlerin
de hem keyif alarak hem de günlük hayatın telaşında atladıklarının farkına
vararak okuyabilecekleri bir roman İyi Günler Eczanesi. İyi günler sözünün
içtenlikle söylendiği günlere ivedilikle kavuşmak dileğiyle herkese iyi
okumalar.
“İyi Günler Eczanesi”, Hacer Kılcıoğlu,
roman, Günışığı Kitaplığı, İstanbul, 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder