İçi içine sığmıyordu çünkü 14 Şubat
yaklaşıyordu. Günler öncesinden, her sene olduğu gibi, hazırlıklara başlamıştı.
İçinden yine her sene olduğu gibi “Her şey çok farklı ve güzel olacak.” diye
geçiriyordu. Çiçeklerle çevrili dükkanının avlusuna heyecanlı heyecanlı
koşturarak Nuri’ye seslendi: “Şu çiçekler yeterli mi sence? Her şeyin güzel
görünmesini istiyorum.” Nuri sakin bir şekilde dönerek: “Fazlalık, güzellik
demek değildir. Her tam, azların birikimiyle oluşmaz mı zaten?” diye karşılık verdi.
Nuri’nin felsefi sözlerine alışkın olan Mesut Bey bıyık altından gülüp geçti ve
kendisini yeni bir işe verdi. Evet, çok güzel bir sevgililer günü olacaktı.
Mekanı o kadar güzel hale getirecekti ki gören herkes çok etkilenecek ve onu
tebrik edecekti.
Ne kadar güzeldi şu kapitalist düzen!
Normalde bir haftada kazandığını böyle özel günlerde bir gecede kazanıyordu. Hele
şu 14 Şubat yok muydu? Sevgililer gününde mekanın geliri bir anneler günü, bir
öğretmenler gününün gelirinden çok daha fazla oluyordu. Evet evet, her şey
yolunda gidiyordu. İçten bir tebessümle, coşkulu bir biçimde: “Alayına kurban
serbest piyasa ekonomisini bulanların da işletenlerin de…” deyip huzurla
çiçeklerini sulamaya başladı. Hakan TOKDEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder